Kredi notumuz, finans kurumlarının gözündeki kişiliğimizin göstergesidir, finansal karakterimizdir, mali gücümüzdür, ticari etiğimizdir… Kısacası kredi notumuz aslında bizim her şeyimizdir. Hayatımız boyunca kullanmış olduğumuz kredi ve türevlerinin nasıl ödendiğini ifade eden sayısal verilerin birikimidir. Yalnızca bir banka ya da bir kredi ödemesi değil, tüm bankalar ve tüm kredi ürünlerini kapsar. Geciken bir ödeme, diğerlerini etkiler, ortalamayı düşürür; vaktinde yapılan ödemenin de ortalamamızı artırdığını görürüz.
Verilerin bu kadar iyi gruplanıp saklanmasından önceki zamanlarda bankalar, kredi, kredi kartı, ek hesap, çek ve senet ödemelerini göz önünde bulunduruyorlardı. Teknolojinin gelişmesi ve bilgiye kolay ulaşabilme imkanı ile bu kıstaslar genişletildi. Artık, yapılan ilk değerlendirmede krediye başvuran kişinin tüm borçları, geciken ödemelerinin ne kadar süre geciktiği, karşılıksız çeklerinin ne kadar sürede ödendiği ya da ödenmediği, vergi borcunu ödeyip ödemediği, hesabındaki hacizler, bu hacizlerin tutarları vs bir çok bilgiye artık kolaylıkla ulaşılabiliyor.
Krediye başvuran kişi gerçek kişi ise, bu bilgiler eş açısından da araştırılır. Bir tüzel kişi kredi başvurusunda bulunmuşsa, tüm ortakları ayrıca şirket yetkilileri de aynı araştırmaya tabi tutulmaktadır.
Tüm bu araştırmalar için kişinin, krediye başvurması gerekir ve bu araştırmalar için kendisinden bu konuda izin alınması gerekmektedir.
Ticari işletmeler açısından vergi borçları da şirketin kredi notuna dahil edilmektedir. Vergi borcunu zamanında ödeyen firmanın, ticari etik anlayışı tabi ki takdir edilir. Kredi başvurusu sırasında ödenmeyen vergi borcu ya da karşılıksız kalmış çek varsa, öncelikle bunların tamamlanması istenmektedir.
Kredi ilişkisine girmeden önce banka tarafından yapılan ön istihbarat çalışmasında, kişinin hesaplarında haciz olup olmadığı da göz önünde bulundurulmaktadır. Kişi, gerçek kişi ya da tüzel kişi olsun, eğer ki vergiden dolayı haciz işlemi başlamışsa, öncelikle bu haczin kaldırılması gerekmektedir. Bankalar, haciz mevcut olan hesap sahibi kişilerin başvurularını değerlendirmeye almayarak doğrudan reddetmektedirler. Vergi borcu, firmanın etik anlayışını yansıtsa da ödenmeyen çek ve senetler de aynı şekilde bankaların gözündeki itibari durumumuzu etkileyecektir.