İslami mortgage, adından bu günlerde çok bahsedilen bir kavram. Tamamen faizsiz, katılım bankacılığı mantığı ile çalışan bu sistemde banka, evi sizin yerinize satın alıyor, üzerine kar payını koyarak uzun vadede size taksitli ödeme kolaylığı sağlıyor. Buradaki temel mantık, bankanın faiz kazanımı değil, ticaret yapmasıdır.
Ülkemizde, dini açıdan bakıldığında faiz kazanımının ya da faiz ödemenin dini açıdan haram olduğunu savunan kesimin ağırlığı büyüktür. İnançlara göre, faize hiç karışmak istemeyen bu kesim, sadece faiz sebebiyle bankalardan kredi alamamaktadır ya da parasını bankaya yatıramamaktadır. Kredi ile karşılanacak ihtiyaçlarını ise, kredi almak istemediğinden dolayı eşinden dostundan karşılamaktadır. Para kaybetmenin büyük oranlarda yaşandığı günümüzde peki ne kadar zaman ya da ne kadar tutara kadar eşten dosttan finansman sağlanabilecektir?
İslami örf adetin yaygın olduğu ülkelerde islami mortgage sistemi sıklıkla uygulanmaktadır. Bu sistemde kişilerin beğenmiş oldukları ev, banka tarafından satın alınıyor, belirli bir vade ve ücret karşılığında müşteriye satılarak ödeme planı hazırlanıyor.
Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bostan geçtiğimiz tarihlerde, İslam Kalkınma Bankasının Özel Sektör Kurumu (ICD) ile Türkiye’de “İslami mortgage” geliştirme üzerinde çalışmalarının devam ettiğini ve ICD ile çerçeve anlaşması imzaladıklarını, ICD ile işbirliği içerisinde olduklarını belirtti.
Verilen bilgilere göre, hazırlanan sistemde faiz yer almayacak. Oluşturulacak sistemin çalışmaların 3 ay içinde tamamlanacağı ve 1 yıl içerisinde de uygulamaya alınacağı açıklandı.
Banka, sizin yerinize almış olduğu evi, o günün şartlarına ve sizin belirlediğiniz ödeme planına göre kendi karını da ekleyerek evi size satıyor. Aradaki fark ise bankanın karı oluyor.